--Taverna Müziğin Kalbi --

Nejat Alp


Sene 1951 (Rahmetli) Perihan Hanım ile (Rahmetli) Necmettin Bey'in tanışıp yaşadıkları büyük aşkın meyvası 9 kasım 1952'de öğlen 12.38 de İstanbul Süleymaniye doğumevinde tam beş kilo yediyüzelli gram ağırlığında bir iri bebek dünyaya geldi adını Necat koydular baba ismine yakın olsun diye ....Oturdukları semt Fatih Horhor caddesi....Kırk gün dolduğunda onu Eyüp Sultan Hazretlerine götürmeye karar verdiler fakat ne mümkün küçük bebek tam onüç kilo geliyor ,üç kişi ancak taşıyabildiler , anneanne ,teyze ve anne ..... Daha sonra taşındıkları Cerrahpaşa semtindeki ilkokula başladı .Okulun bir özelliği vardı Deneme ilkokulu , Amerikan eğitiminin ilk başladığı örnek ....Öğlen yemeklerinde parça etli pilav , teneffüslerde balık yumurtası hapları ve pastörize sütün mecburi içildiği bir yer... Dolayısı ile sağlıklı bir nesil yetişecek ve memleketi idare edeceklerdi.( Tavernacı olacağını nerden bilsinler) ve İlkokul başarıyla bitti .Babanın maddi durumuda düzelince ilk işi oğlunu istanbulda ilklerden biri Özel İstanbul Kolejine yazdırmak oldu.İyi bir yabancı eğitim almasını istiyordu.Orta okul ve Liseyi burda tamamlıyan Nejatın ne meslek yapacağı o zamandan belli olmuştu...Bütün öğrenim döneminde onu gitar çalarken gördüler, Liselerarası Müzik yarışmalarındada birkaç güzel netice alınca tüm öğretmenleri gururlandırdı .derslerde pek başarılı olduğu söylenemez ama ingilizce ve müzikten hep 10 alırdı (dedik ya Amerikan eğitimi ,notlarda öyle) O müzik hocası Süleyman Zaim ,ingilzce hocası Halide Hanımefendiyi çok severdi,geri kalan dersler toto gibi , zar zor bitirdi liseyi...Tam üniversiteye başlarken ailede başgösteren problemler onu çalışıp eve bakmak zorunda bıraktı.Okurken babası tatillerde biraz akıllansın diye bir iki fabrikaya işçi ,ciğerciye çırak ,Meyva sebze halinde hammal olarak vermişti ama fayda etmedi..Müzikte müzik....İlk önce Enişte yanında emlakçılık ,balıkçılık ,Dayı yanında nalburiye,tahta bavullara köşe çakmayı öğrendi ve o anda tanıştığı bir müzik grubu Mavi Yıldızlar onu kurtardı bu hayattan..... Artık çok para kazanabiliyor ve annesine küçük hediyeler alıp onu mutlu etmeye çalışıyordu .Her gece üç beş ayrı sahnede program yapıyor ve sabaha karşı eve gelebiliyordu.Anne oğlunun durumundan çok memnun ve iftahar ediyordu.Kendi Orkestrasını ilk kurduğunda ağzı kulaklarına varıyordu ,ama fazla uzun sürmedi çünkü askerlik zamanı gelip çatmıştı..İlk Acemi birliği Sıvas Temeltepeden, Amasya Çavuş Talimgahına gönderildi ve dört ay sonrada askerliği bitireceği Amasya Orduevine alındı çavuş olarak ve müteakip on altı ay nasıl geçti anlayamadı çünkü ordada geceleri sevdiği işi yapıyor ,ve Türkiyenin en kaliteli ve ünlü müzisyenleri ile çalışıyordu , kimler mi ? tabiki Garo Mafyan,Neşet Ruacan,Ömer Faruk Tekbilek, Okay Temiz ,Cemil Günçer ,Necdet Mahir Ün gibi 73 ünlü müzisyen ,Türkiyenin başka hiç bir orduevinde böyle bir müzisyen kadrosu nasip olmaz !O zamanın Tugay komutanı Tuğgeneral Necdet Ezgü müziğe çok meraklı , 5 ayrı orkestra ,16 kişilik TSM saz grubu ,14 kişilik THM saz grubu tam 73 müzisyen ve her gece müzik .......Ankaradan ansızın bu grubu görmeye gelen subaylar kötü bir orkestrayla karşılaşıp sükutu hayale uğruyor ve gidiyorlar , tabi ertesi gün yine o muhteşem grup sahnede..... Asker dönüşü bıraktığı yerden yine Şişli Paşam Tavernada işe başlıyor ve bir yıl sonra istanbulun en ünlü mekanlarından Gülizar Gazinosu'nda kendi orkestrası ile ünlü solistlere eşlik ediyor ve program sonu o esas branşı tavernayı sabaha kadar sürdürüyor müşteriler o kadar memnunki , 15 gün önceden rezervasyon yapılmazsa yıllarca yer bulunamıyor. Kapıları kırmasınlar diye kapı çelikten yapılıyor ..izdiham 1977 lerde personelin grevi ile son buluyor ve onu çok seven patronu (Rahmetli) Kazım Şahin ile Erenköy Clup 33' te tek başına piyanistliğe başlıyor ve 1979 başı Tarabya'ya geçiyor ve o geçiş tam 20 sene devam ediyor ......Anlatmaya gerek varmı acaba yıllarca Nejat Alp'in çalıştığı mekanların kapıları önlerinde içeri girmeye çalışan insanlar yer bulamamaktan şikayetçi ve girebilenler eğlencenin doruğuna eriyor . Türkiyenin ve Dünyanın her yerinden gelen binlerce insan koşa koşa Tarabyaya geliyor .Yunanistandan ve İsrailden günü birliğine gelen turistler onu seyredip dönüyor......Dünyanın en ünlü Jazz üstatları onu meth edici yazılar yazıyor...Bu arada Dünyayı üç kere dolaşıyor konserleri ile.....Bu kadar çok kıtada ve memlekette konser verme şansı başka hiçbir sanatçıya nasip olmamıştır !.....Avustralyadan Amerikaya ,Afrikadan Asyaya ,Avrupanın her memleketinden Hawaiiye kadar tüm dünya ülkeleri hatta Alaska bile.....1999 sonu Tarabyadaki programlarına son veren sanatçı o zamandan beri yurtiçi ve yurtdışı konserlerine devam etmektedir.1982 ve 1983 yıllarında dünyaya gelen Melis ve Beste adlı iki kızı olan Nejat Alp mutlu aile yaşamı sürdürebilen ender sanatçılardandır....Tencere ,kapak misali bu huzurda eşininde payı olduğu muhakkak Önce Aile, prensibi hiç bitmedi, bitmezde ......Birde onlarda benim oğlum ve kızımdır ,dediği Pascal ve Bediş adında iki kedisi olan sanatçı bilgisayarda müzik ve grafik yapmaktan hoşlanmaktadır......... Onu tanıyanlar iyi bilir , Kibir,Şımarıklık,Övünme,Büyük burunluluk onun lugatında yer alamaz, Tanrının yarattığı her canlıya saygı ve sevgiyle yaklaşmasını en iyi bilenlerdendir,Herkesin bakmaktan bile korktuğu hayvanları canı gibi sever (yaradandan ötürü), bu arada Tanrıya olan inancı tamdır ve tesadüf kelimesine hiç inanmaz...! Sadece Müzikten anlayanların ! gönüllerine taht kuran sanatçı çalışmalarına devam etmektedir......ve yine Tanrı izin verdikçe müzik hayatına devam edecektir....
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
 

Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol